Bursa’nın Osmangazi ilçesinde hastane dönüşü bindiği belediye otobüsünden inen 75 yaşındaki Hasan Akgül, eşinin yanında olmadığını fark edince panik yaşadı.
Kalabalık nedeniyle otobüsten inemeyen Saadet Akgül içeride kalırken, o anlara tanık olan 17 yaşındaki torunu Gürhan Akgül, dedesinin telaşını cep telefonuyla kaydetti.
KALABALIKTA EŞİ OTOBÜSTE KALDI
Hasan Akgül, 25 Nisan günü, şeker ve tansiyon hastası olan eşi Saadet Akgül’ü kontrole götürmek için Bursa Şehir Hastanesi’ne gitti.
Çifte torunları Gürhan Akgül de eşlik etti.
İşlemler tamamlandıktan sonra eve dönmek için belediye otobüsüne binen dede ve torun, dönüş yolculuğunda otobüsten indi.
Ancak kalabalık nedeniyle Saadet Akgül kapıya ulaşamayınca otobüste kaldı.
Eşinin inmediğini fark eden Hasan Akgül’ün yaşadığı panik, torunu tarafından görüntülendi.
“ALLAH AŞKINA YAPMA YA, ÇILDIRACAĞIM”
Gürhan Akgül’ün, “Dede, babaannem nerede?” sorusu üzerine Hasan Akgül, “Allah aşkına yapma ya, indi mi? Of Allah’ım çıldıracağım ya, çıldıracağım vallahi, çıldıracağım. Gülme oğlum, gülme” diyerek tepki gösterdi.
Torununun “Ara, insin” önerisine ise “Nerede inecek oğlum, hiçbir yerde inmez. Bu araba başka yere gidiyor ya” sözleriyle karşılık verdi.
Saadet Akgül, bir sonraki durak olan Sanayi’de otobüsten indi ve eşine kavuştu.
O anlar da kameraya yansıdı.
“GÜLDÜKÇE SİNİRLERİM ZIPLADI”
Yaşadıklarını anlatan Hasan Akgül, şunları söyledi:
Şehir Hastanesi’ne muayeneye gittik. Eşimde şeker hastalığı var, tansiyon var. Muayene ettirdik. Şehir Hastanesi’nden belediye otobüsüne bindik, Bursa’ya Emek’e gelmek için. Otobüs de acayip kalabalıktı. Aşırı kalabalıktı. Hastaneye giderken arkadaş olsun, yardımcı olsun diye torunumu da yanıma almıştım. Tam Emek’e geldik, çok kalabalık olduğu için indik. Eşim tam ortada kaldı. Kalabalık olduğu için çıkamadı dışarıya. O arada araba hareket etti. Toruna diyorum ‘Gitti arabayla’ diye o da gülüyor. O güldükçe benim sinirlerim, tepem attı. ‘Yapma, etme’ derken o zaman alnıma vurmuşum böyle. ‘Ya oğlum yapma, etme. Babaannen bilmiyor sağı, solu. İnemeyecek, durakları bilmiyor’ dedim. Telefon ettik, telefonla ulaştık. Bir sonraki durak Sanayi durağıydı. ‘Sen orada bekle’ dedim. İndi durakta, çok şükür. Bir sonraki durakta indi. Ben de merak ediyorum, bilemediği için. Baktım karşıda durakta duruyor. El salladım. Öyle bir şey ki asansöre tek başına binmiyor. Mecbur yanında birisi olacak. El ettim falan ama binmedi asansöre. Gittim, aldım, getirdik eve; çok şükür.
“45 SENELİK EŞİMİ İLK KEZ UNUTTUM”
Hasan Akgül sözlerine şöyle devam etti:
Öyle bir macera yaşattı bize, torun sağ olsun. Video çektiğini fark etmedim onun. Gülüyor ikide bir de. Diyorum, ‘Oğlum gülme. Bak babaannen kaldı arabada. Bilemeyecek nereye gittiğini. Gülme oğlum.’ Kendi kendine gülüyor.
Bende unutkanlık var. Eşimi daha önce unutmadım, ilk burada unuttum. 45 senelik evliyiz, seviyoruz birbirimizi. Trip attı bana, atmaz mı hiç. ‘Beni bıraktınız, niye dikkat etmiyorsunuz. Sizi yanıma geleceksiniz sanıyorum’ dedi. Baya bir sürdü küslüğü ama geçti. Gelip, geçici.